Unutulmaz Şafak Sezer Filmleri ve Performansları
O Özgür, o Tezcan, o Ercü, o Fikret, o Kuna… ve daha birçoğu. Birbirinden renkli tiplemeler ve akılda kalıcı repliklerle Şafak Sezer karakterleri günümüzde adeta birer şehir efsanesine dönüşmüş durumda. Hepimizin bir ortamda adı geçince dayanamayıp “Hedef ben miyim Tayfun?” repliğini yapıştıran arkadaşları vardır. Kolpaçino serisini izlemeyenlerin bile bildiği ve kullandığı bu ikonik repliğin ve daha nicelerinin günlük hayatımızda bu kadar yer etmesinin elbette haklı sebepleri var.
Birçok farklı türden yapımda yer almış olan Şafak Sezer, canladırdığı karakterlere kendinden bir şeyler katıyor olmasaydı bu ölümsüz performans ve replikler bugün üzerimizde sahip olduğu etkiye sahip olmazdı diyebiliriz. Peki nedir Şafak Sezer’in karakterlerine kattığı bu özel şey?
Nedir bu performansları bu kadar özel kılan? Neden birbirimize Şafak Sezer videoları gönderirken karşımızdakini güldüreceğimizden bu kadar eminiz? Bu soruların cevabını başka bir ikonik Şafak Sezer sahnesi ile cevaplayalım:
Efsanevi G.O.R.A filmini bilmeyenimiz yoktur. Replikleri resmen birer meme haline gelmiş olan bu ikonik filmde Komutan Logar’ın “ekürisi” olan Kuna rolünde izlediğimiz Şafak Sezer, filmde bir sahnede dördüncü duvarı delerek kameraya, yani bizlere bir bakış atıyor. Ama bu bakış öyle rastgele bir bakış değil. Kuna’nın Logar’a tam da dünyalılardan neden bu kadar nefret ettiğini sorarken cevabı bilir gibi izleyiciye göz kırpması sizce de biz “dünyalı”lara kendimiz hakkında düşünecek bir şeyler vermiyor mu? İşte Şafak Sezer bunu tam da karakterine kendinden bir şeyler katarak yapıyor.
Dünyalı dostum, tam olarak anlamadın galiba. Paniğe gerek yok, bu kez kimse kaçırılmadı. Gelin, Şafak Sezer filmleri ve oyunculuk performanslarını inceleyip birlikte anlayalım.
Şafak Sezer'in Rol Aldığı Yapımlar
Başlı başına bir yerli komedi efsanesi olan Kolpaçino serisi çıkalı neredeyse 15 sene oldu. Ve 15 senede değişmeyen tek şey, Sabri Abi’nin dediğinin aksine, Ümit Besen değil. Değişmeyen bir şey daha var: Bu yapımların günümüzde hala etkisini koruyor olması.
Aslına bakarsanız, Şafak Sezer komedi dünyasına beyaz perde ile değil tiyatro ile giriş yaptı. Oyunculuk kariyerine Ankara Halk Tiyatrosu’nda başlayan Şafak Sezer burada birçok tiyatro oyununda yer aldı. Zamanla portfolyosunu genişleten Sezer, televizyon ve beyaz perde dünyalarında da kendine yer bularak oyunculuk mesleğinin yanına senaristlik ve yönetmenliği de ekledi. Deyimi yerindeyse kendisi bu işin “ithalatını, ihracatını, yeri geliyo imalatını” yapıyor.
Kariyer gelişimine uzaktan bir bakış attığımız Şafak Sezer’in yaptığı işlerden bu kadar üstünkörü bahsetmek olmaz tabii. Bunların birkaçına gelin birlikte göz atalım.
Yıldan Yıla Akılda Kalan Şafak Sezer Performansları
Gerek televizyon dizileriyle gerek yerli komedi sektörünün kilometre taşları haline gelmiş film ve serilerle Şafak Sezer ekranlarda görmeyi sevdiğimiz yüzlerden biri. Organize İşler ve Vizontele Tuuba gibi Yılmaz Erdoğan'ın yönettiği ve dönemlerinin gişe rekortmeni olmuş filmler arasında yer alan yapımların yanı sıra geçmişte İner Misin Çıkar Mısın adlı bir yarışmada bile rol almış.
Bu yapımların ve performansların bazıları o kadar etkili oldu ki yalnızca Şafak Sezer’in değil, bu filmlerde rol almış diğer oyuncuların replikleri de bugün hala şakalaşırken dilimizde. Popüler kültürümüze birçok komedi ögesi katmış bu performansları bir kez daha hatırlayalım; bakalım hala bizi tebessüm ettirebiliyorlar mı(!)
Vizontele (2001), Veli
Yönetmenliğini Yılmaz Erdoğan’ın üstlendiği ve birçok usta oyuncunun yer aldığı Vizontele filminin 2000’ler yerli sinemasının mihenk taşlarından biri olmasına şaşırmamak gerek. Bugün bile “Nostalji olsun, eskilerden bir film açıp izleyeyim” diyenlerin tekrar tekrar açıp izlediği filmlerden olan Vizontele’de Şafak Sezer aslında küçük bir role sahip. İşin ilgi çekici yanı tam da bu! Filmde pek ön planda bir karakter gibi gözükmese de iyi yazılmış diyaloglar ve Şafak Sezer’in etkili canlandırmasıyla Veli karakteri “Baba akü yok” repliğini hayatımıza katmış oldu.
Hababam Sınıfı Merhaba (2004), Ercüment
Bir Yeşilçam efsanesi olan Hababam Sınıfı serisinin modern devamı niteliği taşıyan Hababam Sınıfı Merhaba filmi, tıpkı atası olan orjinal Hababam Sınıfı gibi resmen bir yıldızlar geçidi. Film, ilk olarak esas filmde gençliklerini gördüğümüz ünlü Yeşilçam aktörleri Halit Akçatepe ve Zeki Alasya gibi usta oyunculara yer vermesiyle içimizi ısıtıyor. Ayrıca yönetmen koltuğunda da başka bir Yeşilçam devi Kartal Tibet oturuyor. Tabii içimizi ısıtan tek şey onlar değil, aynı zamanda Şafak Sezer’in birçok yapımda birlikte rol aldığı kadrosu ve yarattıkları sinerjinin de etkisi büyük.
Şafak Sezer bu filmde yine karşımıza bitirim bir karakter olarak çıkıyor ve serinin ilerleyen filmlerinde de onu Ercüment olarak izliyoruz. Karakterimiz muzip arkadaşlarıyla birlikte okulu birbirine katar fakat Ercüment’i onlardan ayıran bir özellik vardır: Mehmet Ali Erbil’in canlandırdığı, Badi Ekrem reankarnasyonu diyebileceğimiz öğretmen Deli Bedri’nin oğlu olması. Anlayacağınız, casus ismi de ordan geliyor. Ama o, babasının kuyusunu kazmakla meşgul!
Maskeli Beşler (2005), Tezcan
Maskeli Beşler üçlemesi, sinemanın yanı sıra Türk televizyonlarında da en çok oynatılan yerli filmlerden biri olabilir. Tıpkı Kolpaçino gibi Maskeli Beşler karakterleri ve replikleri de kült olmuş durumda. Çocukken yetimhanede tanışan ve küçük suçlarla hayatlarını geçiren 5 arkadaşın maceralarını izlediğimiz bu yer yer dramatik komedi filminde karakterlerimizle cezaevinde tanışıyoruz.
Özetlemek gerekirse, karakterlerimiz mazlum, özünde iyi yürekli ve “küçük suçlar” işleyen suçlular. Af sayesinde cezaevinden çıkar çıkmaz son bir vurgun yapma gayesiyle bir maceraya atılan ekip, film boyunca kendini absürd durumların içinde bulur. Bu da bizler için yıllarca komikliğini koruyan ve birçok günlük olay karşısında söylenebilecek replikler miras bırakmıştır. Siz siz olun, arkadaşlarınızla banka soymaya kalkarsanız takma isimlerinizi unutmayın ve sakın isim vermeyin!
Kolpaçino (2009), Özgür
Kolpaçino repliklerinden biraz daha “Şafak Sezer” vibe’ı alabilirsiniz. Çünkü senaristler arasında kendisi de yer alıyor. Diyalogları ve absürd olaylara karakterlerin verdikleri tepkiler ile popüler kültürümüzde en fazla atıfta bulunduğumuz yapımlardan biri Kolpaçino.
Şafak Sezer denince ilk akla gelen serilerden olan Kolpaçino serisi, sadece ismiyle bile güldürebilen bir yapım. Aydemir Akbaş'ın da rol aldığı filmin en öne çıkan özelliklerinden biri de eğlenceli kadrosu. Sıra dışı ve talihsiz birtakım olaylar yaşamak durumunda kalan bir grup "takım elbiseli adam" ve Özgür'ün olaylar karşısında birbirleriyle girdikleri çatışmalar bugün hala hatırlanan sahneler yaratmış diyebiliriz.
Zengin babasının evde olmadığı zamanlarda Özgür, evini “filmcilere kiraya” vermektedir. Fakat bu kez filmcilere değil İstanbul’un ağır abilerine evi kiralamasıyla işler çığrından çıkar. Özgür hem evini verir, hem fırça yer. Yetmezmiş gibi altın kapıları kan olur, annesinin İran halıları gider… Evet, dünyada ne büyük dertler var değil mi? Tüm karakterleri birbirinden renkli olan bu filmde popüler kültüre en komik malzemelerden birini kırmızı saçları, küpesi ve Adidas eşofmanı ile “Fikirtepe çocuğu” Özgür katmış olabilir.
Unutulmaz Şafak Sezer Replikleri
Başrol veya küçük roller farketmeksizin yer aldığı her yapımda Şafak Sezer sözleri ve canlandırmaları ile bir şekilde günlük hayatımıza girmeyi başarıyor. Bunlardan birkaç tanesini hatırlayıp eğlencenin dozunu arttırmak istedik.
Komutan Logar: Gemi biraz sola mı çekiyor Kuna?
Kuna: Ne gemisi abi?
Komutan Logar: Abi mi?
G.O.R.A., 2004
(Komutan Logar ile Kuna Gora’lılar tarafından yakalanmışlardır)
Kuna: Yakarız bu gezegeni. Yakarız!
G.O.R.A, 2004
(Soygun sahnesi)
Bahattin: Mazhar, Fuat, Özkan, paraları toplayın.
Kamil: Tamam Bahattin abi.
Murat: İsim vermek yok dedik be kardeşim. Ne salak adamsın Kamil.
Tezcan: Sen de isim vererek konuşuyosun Murat!
Bahattin: Tamam uzatma Tezcan! Paraları toplayın.
Maskeli Beşler İntikam Peşinde, 2005
Serkan: Da Vinci’nin abi. Çok güzel film.
Fikret: Samimi söylüyorum vazgeç kanka. Manyak olursun bak, ciddi söylüyorum.
Kutsal Damacana 2: İtmen, 2010